1 Nisan 2013 Pazartesi

Başbakan Erdoğan, çözüm sürecine ilişkin, ”Gönlünüz rahat olsun. Sizin onaylamadığınız hiçbir adımı atmayız ve attırmayız. Sizin mührünüzü basmadığınız sürecin içinde bulunmayız” dedi.

Onaylamadığınız hiçbir adımı atmayız

Başbakan Erdoğan, çözüm sürecine ilişkin, ”Gönlünüz rahat olsun. Sizin onaylamadığınız hiçbir adımı atmayız ve attırmayız. Sizin mührünüzü basmadığınız sürecin içinde bulunmayız” dedi.

Başbakan Erdoğan, televizyon kanallarında yayınlanan “Millete Hizmet Yolunda” başlıklı konuşmasında, gündemdeki konuları değerlendirdi.
Erdoğan, Mart ayında açılışı gerçekleştirilen yatırımlara ilişkin bilgi verdi ve 18 Mart’taki Çanakkale Deniz Zaferi’nin yıl dönümü törenlerini anımsatarak, “Bizi millet kılan 1915 ruhunu yeniden idrak ettik. O muhteşem atmosferi bir kez daha yaşadık” dedi.
Dış politikadaki gelişmelere ilişkin de konuşan Erdoğan, “Bizler, sıradan bir millet değiliz. Bizler, Büyük Selçuklu Devleti’nin, Osmanlı Cihan Devleti’nin bakiyesi üzerine kurulmuş, Selçuklu’nun, Osmanlı’nın mirasını, birikimini, en önemlisi de o ruh ve heyecanı yüreklerinde taşıyan, Türkiye Cumhuriyeti’nin vatandaşlarıyız” diyen Erdoğan, sözü İsrail Başbakanının, Mavi Marmara saldırısı nedeniyle Türkiye’den özür dilemesine getirdi.
“Haklılığımız tesil edildi”
Mavi Marmara saldırısını hatırlatan ve olayın sonrasında kendilerinden susmalarının ve hadise hiç olmamış gibi davranmalarının beklendiğini anlatan Erdoğan, şöyle konuştu:
“Ama biz susmadık. Bu uluslararası korsanlık hadisesini sineye çekmedik. Boynumuzu bükmedik ve geri adım atmadık. Tamamen haklı olduğumuz bir konuda, sonuna kadar hakkı savunduk, hukuku savunduk ve davamızı sonuna kadar kararlılıkla takip ettik. Nihayetinde haklılığımız teslim edilmiştir. Kararlılığımız neticesinde, taleplerimiz yerine getirilmiştir. Özür, tazminat ve Filistin’e ambargonun kaldırılması. Türkiye, eski Türkiye olmadığını, haksızlık karşısında susacak, boyun eğecek, geri adım atacak bir ülke olmadığını bir kez daha göstermiştir. Gelinen noktada, bizi sessizliğe ve tepkisizliğe çağıranlar kadar, bu haklı davamızda bizi içerde yalnız bırakanlar da mahcup olmuşlardır. Ne hazindir ki, Türkiye 9 şehidinin hesabını sormanın mücadelesi içindeyken, birileri, bizim yanımızda, 9 şehidin yanında, hakkın yanında, kendi ülkesinin yanında değil, saldırganın yanında yer almayı tercih etmiş ve bugün büyük hayal kırıklığı yaşamıştır.”
“Terörden rant sağlayanlar var”
Konuşmasında, ekonomideki gelişmelere de değinen Başbakan Erdoğan, Türkiye’nin en ağır, en kronik sorunlarına neşter attıklarını, çözülmez gibi görünen nice sorunu çözdüklerini, kördüğüm gibi görünen nice meseleyi de çözüm yoluna koyduklarını söyledi. Bu süreçte kendilerini engellemek isteyenlerin her yola başvurduğunu ifade eden Erdoğan, terörün can almaya devam etmesinden ciddi rant sağlayanlar olduğunu ileri sürdü. Erdoğan, “Anneler ağladıkça, babalar ağladıkça, birileri bunları çıkar kaynağı olarak gördü. Ocaklara ateş düştükçe, birileri ellerini sevinçle ovuşturdu. Terör, bir yandan can alırken bir yandan ocaklara ateş düşürürken, diğer yandan milleti korkutmanın, ürkütmenin, tehdit etmenin, bu yolla milleti dizayn etmenin aracı oldu” diye konuştu.
“Serimden dahi geçmeye hazırım”
Konuşmasında, “Hangi gerekçe, evlat acısını teselli edebilir? Hangi bahane gençlerin ölümüne galebe çalabilir? Hangi mesele, annelerin, babaların, eşlerin, yetim çocukların gözyaşından daha mühim olabilir?” sorularını yönelten Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Yanı başımızda gençler ölürken, yanı başımızda gencecik fidanların kanı toprağa akarken, hangi vicdan sahibi insan, çıkar hesabı, oy hesabı, para pul hesabı, iktidar ve güç hesabı yapabilir? Ben her zaman ifade ettim. Askerimin, polisimin, korucumun, tek bir vatandaşımın tek bir kılına zarar gelmesindense, tek damla kanın toprağa akmasındansa, bir tek çocuğumuzun babasız kalmasındansa, her şeyimizi feda etmeye, evet serimden dahi geçmeye hazırım.”
“Hiç kimseyi kırmadan, hiç kimseyi incitmeden”
Başbakan Erdoğan, iktidar olarak, muhalefet kadar rehavet içinde olamayacaklarını, omuzlarında milletin emanetini, ülkenin mesuliyetini taşıdıklarını belirterek, “Sırtımızda yumurta küfesiyle, dikenlerin, hatta ateşin üzerinde yürüyoruz. Tek bir yanlış hareketin, küçük bir hatanın, bir yalpalamanın taşıdığımız yüke, emanete, sorumluluğa hasar vereceğinin bilinciyle ilerliyoruz. Hiç kimseyi kırmadan, hiç kimseyi incitmeden, kimseyi tedirgin etmeden mutlu sona, sevindirici sonuca ulaşmaya çalışıyoruz” şeklinde konuştu.
76 milyona karşı sorumlu olduklarını dile getiren Erdoğan, “Az konuşuyor, çok iş yapıyoruz. Sürecin hassasiyetinin idrakiyle, diğerleri gibi sorumsuz davranmıyoruz. Yoksa söyleyecek çok sözümüz var” dedi.
“Milletten” bu süreçte “dedikodulara, söylentilere” kulak asmamasını isteyen Başbakan Erdoğan, “Ne pazarlık, ne taviz, ne de geri atma bizim anlayışımızda kendisine yer bulamaz. Dışarda nasıl haklı olduğumuz konuda dimdik durduysak, içerde de diz çökmeyiz, boyun eğmeyiz, milletin hissiyatını rencide edecek hareketlere taviz vermeyiz. Dik dururuz ama dikleşmeyiz” diye konuştu.
Yaşanan süreçte milletin rahat olmasını söyleyen Erdoğan, “Gönlünüz rahat olsun, vicdanınız rahat olsun. Sizin istemediğiniz, sizin onaylamadığınız hiçbir adımı biz atmayız ve attırmayız. Sizin mührünüzü basmadığınız hiçbir sürecin içinde bulunmayız. Sizi de, aziz şehitlerimizi de incitecek yollara asla tevessül etmeyiz” değerlendirmesinde bulundu.

Başörtülü vekili engelleyen tüzük değişiyor !

                                                                                                         
Başörtülü vekili engelleyen tüzük değişiyor28 Şubat sürecinde başörtülü milletvekili Merve Kavakçı’nın yemin ettirilmesine engel olarak gösterilen Meclis iç tüzüğü değişiyor. TBMM İç Tüzük Komisyonu’nca yazılan maddelere BDP ve MHP’den de destek var.
Meclis’te 4 partiden milletvekillerinin katılımıyla oluşturulan AK Partili Haluk İpek başkanlığında çalışmalarını sürdüren TBMM İçtüzük Komisyonu, yeni içtüzük yazımını sürdürüyor. Komisyon şimdiye kadar genel hükümler, tarifler, ant içme, komisyonların çalışmaları gibi maddeleri yazdı.
Star gazetesinden Nevin Bilgin’in haberine göre Komisyon, Meclis Genel Kurulu’nda ve kulislerdeki başörtüsü yasağına ilişkin düzenlemede de değişikliğe gitmesi planlanıyor. Ak Parti ve BDP’nin getireceği öneriye MHP’nin onay vermesi bekleniyor.
Kıyafet maddesine ayar
Mevcut içtüzükteki 56.madde olarak bilinen”Kıyafet” hükmü, “Başkanlık kürsüsünde Başkan, beyaz kelebek kravat ve siyah yelek üstüne siyah fırak giyer. Görevli kâtip üyeler de, koyu renk elbise giyerler. Genel Kurul salonunda yer alan milletvekilleri, bakanlar, Türkiye Büyük Millet Meclisi Teşkilatı memurları ve diğer kamu personeli ceket giymek ve kravat takmak zorundadırlar. Bayanlar tayyör giyerler. Görevlilerin kıyafeti Başkanlık Divanınca tespit edilir” şeklinde düzenlenmiş bulunuyor. Yapılacak yeni çalışmada başörtüsüne ve kadın milletvekillerinin pantolon giymesine engel teşkil eden düzenlemenin de değiştirilmesi öngörülüyor. Daha önce CHP’li Şafak Pavey için bu yönde düzenleme yapılması gündeme gelmiş ancak yaşanan tartışmalar üzerine değişiklik gerçekleştirilememişti. Komisyon bu konudaki sıkıntıyı da aşmayı planlıyor. Yapılacak düzenlemeden çalışmaları izlemeleri için aynı hükümlerin uygulandığı basın mensupları da yararlanabilecek